Yerleşim Yeri: İstanbul/Üsküdar-İskele yakınında

Kurucusu: İsfendiyaroğulları’ndan Kızıl Ahmed’li Şemsî Ahmed Paşa (988/1580)

Mimarı: Mimar Sinan

Yapılış Tarihi: 980/1572 veya yaklaşık 988/1580

Pâyesi:

Tanıtımı: Kurucusu İsfendiyar oğullarından Kızıl Ahmedli Şemsi Ahmed Paşa‘dır. Sultan Selim hizmetinde bulunarak Enderun-i Humayun’dan avcıbaşı, bölük ağası, ulufeci ağası, sipahi ağası, 958/1551’de Şam, 962/1554-55’de Anadolu ve sonra Rumeli beylerbeyi olmuştur. Daha sonra vezir olan Ahmed Paşa, Kanunî II. Selim ve III. Murad devrinde onlara hizmet etti ve 988/1580-81’de vefat etti. Üsküdar‘da iskele yakınlarında cami, Dârülhadis, türbe, saray ve zaviyesi bulunmaktadır. Günümüzde cami, Dârülhadîs ve türbe ayakta olup diğerleri yıkılmıştır. Caminin kapısı üzerinde Ülvî’nin kaleme aldığı dört satırlık kitabeye göre cami 988/1580-81’de tamamlanmıştır. Dârülhadîs de bu veya buna yakın tarihlerde itmam edilmiş olmalıdır. Ataî de buranın ilk müderrisi olan Yayabaşızâde’nin 980/1572-73 hududunda buraya müderris olduğunu söylemekle kat’i bir tarih vermemektedir. Manzumesi Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.[1] Mimar Sinan bu külliyeyi hayatının sonlarına doğru yapmıştır.[2]

Müderrisleri:

  1. Yayabaşızâde Şeyh Hızır Efendi (ö. 1005/1596) (bu darülhadisin ilk muhaddisi) (988’de tayin edildi); Yeniçeri ocağından çıkarak mülazemetle Halvetî şeyhi Vişne Efendi‘ye intisap edip Yeniçeri ocağındaki Orta Mescid’de kürsü vaizi olmuştu. 988/1580 tarihinde Üsküdar‘da Şemsi Paşa Camii, Darülhadisi ve Hankâhı tamamlanınca ilk olarak bu darülhadise muhaddis, zâviyeye de şeyh olmuştu. 993/1585 tarihinde Mehmed Ağa Camii, zaviye ve Darülhadisi tamamlandığında da buraya ilk olarak muhaddis olmuştu. Sultan III. Mehmed’le birlikte Eğri seferine de katılmıştı. 28 Rebiülevvel 1005/21 Kasım 1596 tarihinde Karadeniz‘deki bir savaşta şehit düşmüştü. Naşı İstanbul‘a getirilirken Tatarpazarı‘na gelince Dülbendzâde Camii avlusuna defnedilmişti.[3]
  2. Vişnezâde Efendi (1010/1602) (993’te tayin edildi); Ramazan 993/Eylül 1585 tarihinde Yayabaşızâde Cafer Efendi Mehmed Ağa Zaviyesi’ne nakledilip, onun yerine Üsküdar Şemsi Paşa Camii’ne vaiz ve Darülhadisine de muhaddis olmuştu. 1010/1602 tarihinde vefat etmişti.[4]

[1] Ali Yardım, “Darülhadis”, DİA, VIII, 531; Cahit Baltacı, Osmanlı Medreseleri, s. 894-895; Ahmet Gül, a.g.e., s. 185; Ali Yardım, a.g.e., s. 92; Oktay Aslanapa, a.g.e., s. 329; Gönül Cantay, a.g.e., s. 68; Engin Yenal, a.g.e., s. 313-314; Kütükoğlu, XX. Asra Erişen İstanbul Medreseleri, s. 316-317.

[2] Gönül Cantay, a.g.e., s. 68.

[3] Ayvansarayî, Hadikatu’l-cevami, II, 193; Ataî, a.g.e., II, 464; Ahmet Gül, a.g.e., s. 185.

[4] Ataî, a.g.e., II, 361; Ahmet Gül, a.g.e., s. 186.

Bu yazı Dârülhadis Araştırma Projeleri kapsamında yayın hazırlıkları halen devam etmekte olan “Osmanlı İlim Geleneğinde İstanbul Dârülhadisleri ve Müderrisleri” başlıklı çalışmadan alınmıştır.