Ahmed-i Daî (824/1421’den sonra)

HAYATI:

Tam adı Ahmedb İbrahim el-Karamani er-Rumi’dir. Da-i mahlası ile meşhur olup adı mahlası ile birlikte kullanılmıştır. İsmail Paşa müellifi Ahmed b. Abdullah el-Karamani el-Edib el-Hanefi olarak tanıtmaktadır.[1]Babasının adı İbrahim, dedesinin adı mahmud’tur.[2] Germiyanlıdır.[3] Sultan I. Murad, Germiyan Beyi II. Yakub, Yıldırım Bayazid’in oğlu Emir Süleyman ve II. Murad Devirlerinde yaşamıştır.[4]Germiyanda bir müddet kadılık yaptı.[5] 1387 yılında Süleyman Şah’ın vefatının ardından yerine geçen II. Ya’kub’un (dönemi 1387-1390) himayasine girdi. II. Ya’kub’un Yıldırım Bayazid tarfından mağlup edilip Germiyan topraklarını Osmanlı ülkesine katılmasından sonra Ahmed-i Dai daha önce Kütahyada tanıştığı Emir Süleyman’ın yanına gitti. Onun adına Çenkname adlı mesnevisini yazdı. Emir Süleyman’ın 1410 yılında öldürülmesi üzerine Çelebi Mehmed’in himayesine girdi ve oğlu Murad’a hocalık yaptı. Çelebi Mehmed’in 1421 yılında vefat etmesinin ardından II. Murad himayesine aldı.[6]

Her ne kadar Kâtip Çelebi Ahmed-i Dai’nin vefat tarihini 820/1417 olarak kaydetmekte ise de II. Murad’ın saltanatının (824-848) ilk senelerinde hayatta olduğu kaydedilmektedir.[7]Ahmed-i Dai adına Bursa’da bir mahalle, bir cami, bir de hamam bulunmaktadır. Caminin yanında bulunan Dai Dede mezarının kendisine ait olduğu bildirilmektedir.[8]

[1] Bkz. Hediyyetü’l-Arifin, I, 119.

[2] Bkz. Ahmed-i Da-i, Tercüme-i Tıbb-ı Nebevi, Süleymaniye Ktp., Kadızade Mehmed, nr., 349, vr., 2a.

[3] Aydın, Saruhan, Menteşe, Kütahya ve Karahisar sancaklarını kapsayan bölgenin adıdır. Bilgi için bkz., Şemseddin Sami, Kamusu’l-Alam, V, 3850; Kınalızade Hasan Çlebi, Tezkire (hz., İbrahim Kutluk), I-II, Ankara, 1989, I, 139.

[4] Bkz. Sehi, Tezkire, 56; Latifi, Tezkire, 85; Günay Kut, “Ahmad-i Dai”, DİA, II, 56; F. Tulga Ocak, “Ahmed-i Dai’nin Farsça Divan’ında İran şarilerinin etkisi”, Kütahyalı Şairler sempozyumu, I, Kütahya 2000, 263-264.

[5] Sehi, Tezkire, 56; Ali, Künhü’l-Ahbar, İstanbul, 1277, V, 130; Heyet, Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, I, 2; F. Tulga Ocak,  “Ahmed-i Dai’nin Farsça Divan’ında İran şarilerinin etkisi”, Kütahyalı Şairler sempozyumu, I, Kütahya 2000, 265;

[6] Bkz. Günay Kut, a.g.md., 56-57; heyet, Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, I, 2-3.

[7] Bkz., İsmail hakkı Uuznçarşılı, Kütahya Şehri, İstanbul 1932, 213.

[8] Günay Kut, a.g.md., 57.

ESERLERİ:

Ahmed-i Dai çoğu tercüme olan mensur ve manzum değişik alanlarda toplam on yedi eser kaleme almıştır.

  1. Hadisle İlgili Eseri:

Tercüme-i Tıbbı Nebevi:

Ahmed-i Dai’nin hadis ilmine dair tespit edebildiğimiz tek eseri tıbba dair Tercüme-i Tıbbı Nebevi adını taşımaktadır. Kendisine Yüz Hadis Tercümesi adında bir eser nisbet edilmiş ise de[1] bu eser müellif ile aynı devirlerde yaşamış olan Erzurumlu Darir Mustafa Efendi’ye aittir.[2]

Ebu Nuaym el-İsfahani Tıbbı Nebevi (Kitabu’ş-Şifa fi Ehadisi’l-Mustafa) adlı peygamberimizin tıpla ilgili tavsiye ve uygulamalarına dair rivayetleri toplamış Yusuf et-Tifaşi de bu eseri el-Vafi fi’t-Tıbbi’s-safi adıyla ihtisar etmiştir.[3] Dai Ahmed Efendi de Timurtaş Umur Bey’in isteği üzerine Yusuf et-Tifaşi’nin bu eserini tercüme etmiştir.

Kitap on makale, her makalede on fasıl olarak tertip edilmiştir. Kitaptaki her fasıl bir aslı açıklamaktadır. Eserin başında; “her kime bir mesele ihtiyaç olsa fihriste nazar ede ve kaçıncı makalenin hangi faslındadır bile, ta o meseleyi kitap içinde bulmak genez/kolay ola.” Şeklindeki yaşadığı döneme göre ileri görüşlülük sayılabilecek bir ifade ile eserin başına fihrist koymuştur.

[1] Bk., Günay Kut, a.g.m, 58.

[2] Bk. Darir Mustafa Efendi, Yüz Hadis Yüz Hikâye, (Haz. Selahattin Yıldırım, Necdet Yılmaz), İstanbul 2001, 36.

[3] Ahmed-i Dai, Tercüme-i ıbb-ı Nebevi, vr., 2b-5a. Ayrıca bkz., Heyet, Türkiye Kütüphaneleri İslami Tıp Yazmaları Kataloğu, İstanbul, 1984, 126-127; Heyet, Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, I, 3.

  1. Diğer Eserleri
  • Tercüme-i Tefsir-i Ebü’l-Leys es-Semerkandi.[1]
  • Miftahu’l-Cenne.[2]
  • Tercüme-i Kitabü’t-Ta’birname.[3]
  • Tercüme-i Eşkâl-i Nasir-i Tusi (Tercüme-i Sî Fasl).[4]
  • Terassül.[5]
  • Tercüme-i Tezkiretü’l-Evliya.[6]
  • Vesiletü’l-Müluk li-Ehli’s-Süluk.[7]
  • Ukudü’l-Cevahir.[8]
  • Vasıyyet-i Nuşirevan-ı adil be-Pusereş Hürmüz-i Tacdar.[9]
  • Çengname.[10]
  • Tercüme-i Muhtasar Der Ma’rifeti Takvim:[11]
  • Divan- Dai:[12]
  • Cemşid ve Kurşid:[13]
  • Siracu’l-Kulub.[14]
  • Câmasbnâme.[15]
  • Müfredat.[16]
  • Lügat-ı Dai.[17]
  • Türkçe Divan.[18]
  • Farsça Divan.[19]
  • Şerhu Kasideti’s-Sarsari:[20]
  • Mirkatü’l-Edeb:[21]

[1] Eserin yazma nüshaları için bkz. Süleymaniye Ktp., Fatih Bölümü, nr., 631; İstanbul Ü. Kit. TY., nr. 8248; Kayseri Raşit Efendi Ktp., nr. 87; Milli Kütüphane, nr. 87. Ebü’l-Leys es-Semerkandi’nin tefsiri, eski Anadolu Türkçesine Ahmed-i Dai (824/1421’den sonra), Ebü’l-Fadl musa ibn Hacı Hüseyin el-İzniki (850/1446) ve Ahmed İbn Muhammed İbn Arapşah el-Hanefi (854/1450) tarafından tercüme edildiği kaydedilmişse de, Ertaylan’a göre Ebü’l Fazl Musa’nın tercümesinin adı Enfesü’l-Cevahir olup, es-Semerkandi’nin değil Hazin-i Bağdadi’nin tefsirinin tercümesidir.

[2] Eserin yazma nüshaları için bkz.,Süleymaniye Ktp., Esad Efendi Bölümü, nr. 1726; Aynı Ktp., Fatih Bölümü, nr. 2853; Aynı Ktp., Bağdatlı Vehbi Bölümü, nr. 1565; Millet Ktp. Ali Emiri şeriyye Bölümü, nr., 203. Lü’lü Paşa’nın adına Arapçadan Türkçeye tercüme edilmiş olan eser sekiz bölümden ibarettir. Bölüm başlıkları şöyledir: Namazın fazileti, tövbenin fazileti, kaza ve kader, Recep ayı, Ramazan ayı, Kadir gecesinin fazileti ve fıtır sadakası.

[3] Eserin yazma nüshaları için bkz.,Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu Ali Paşa Bölümü, nr. 588; İstanbul Belediye Ktp., Muallim Cevdet Bölümü, nr. 26. Ebu Bekr b. Abdullah el-Vasıtî’nin rüya tabirlerine dair eserinin Türkçeye tercümesidir. Müellif bu eserini, II. Yakub adına tercüme etmiştir.

[4]Nasıruddin Tusî’nin takvim konusundaki eserinin tercümesidir. Tanıtımı için bkz., Heyet Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, I, 3-4. Eserin yazma nüshası için bkz., Süleymaniye Ktp, Hacı Mahmud Efendi Bölümü, nr. 5715; 5716; İzmir 496, 501; Laleli, nr. 2735; Yazma Bağışla, 1348; Süleymaniye Ktp, Tırnovalı, nr. 1852(14-35); Süleymaniye Ktp, Esad Efendi, 3569(65-81); Süleymaniye, Reisülküttab, 582/3(22-28 vr).

[5] Eserin yazma nüshası için bkz.,Manisa İl Halk Ktp., Muradiye Bölümü, nr. 1856, 113-121 varakları arası.. Türkçe olarak kaleme alınmış olan eser isminden de anlaşılacağı gibi yazışmalarda uyulması gereken prensiplere dair olup eski ve güzel inşa örneklerini içermektedir. Müellif, “Edep” başlığı altında resmi ve özel mektuplaşmanın on kuralını zikretmiştir.

[6] 225 varaktan oluşan eserin kütüphane kayıdı için bkz.,Süleymaniye Ktp, Serez Bölümü, nr., 1800, vr., 225. Süleymamiye Kütüphanesi, Serez Koleksiyonu 1800 numarada kayıtlı 225 varaktan ibaret olan eser Karaca Bey’in isteği üzerine II. Murad adına Feridüddin Attar’ın Tezkiretü’l-Evliya adlı eserinin Türkçeye tercümesidir.

[7] Konya İzzet Koyunoğlu Kütüphanesi nr. 11847. Ayetü’l-Kürsinin faziletine dair eserde, Esma-i Hüsna şerhine de yer verilmiştir. Müellif eserin telif gerekçesini şöyle açıklamıştır:“Ve Ayetü’l-kürsi dâhila‘la-yı Kur’andur. Ve cemi’ mü’minler dilinde mütedave1dür ve revandur. Bu sebebden Ayetü’l-kürsi tefsirin Türki diline getürüp terceme itdüm. Ve ba‘zı münasebetle Esma-i Hüsna ma‘nasın yazup ve dahi ber vechile ihtisar idüp tercüme itdüm.” Ayrıca şu çalışma mevcuttur: Serap Gacsi, “Ahmed-i Dai ve Vesileti’l-Mülük li-Ehli’s-sülükAdlı Eseri Üzerine”, Uluslararası Eski Anadolu Türkçesi Araştırması Çalıştayı Bildirisi, 173-210, İstanbul, 2010, 204.

[8]II. Murad’ın şehzadeliği sırasında yazılmış 650 beyitten oluşan Arapça’dan Farsça’ya manzum bir sözlüktür. Bunu bizzat Dâî, sözlüğünün Farsça mensur mukaddime kısmında söylemektedir. Reşîdüddin Vatvât’ın Nukudü’z-zevâhir’inin kısa bir tercümesinden ibarettir. Eserin yazma nüshaları için bkz.,Süleymaniye Ktp., Muğla Kitapları, nr. 624; Bağdatlı Vehbi, nr., 1949; H. Hüsnü Paşa, nr., 1102.

[9]Türkçe olan eser Nuşirevan’ın oğlu Hürmüz’e yaptığı nasihatlerle ilgilidir. Yazma nüshaları için bkz., Burdur Vakıf Halkevi Kit, nr. 735.

[10]Türkçe olarak “Mefailün mefailün feulün” vezninde kaleme alınmış olan eser Türklere ait “Ceng” ismi verilen bir müzik aletinin mistik ve alegorik/sembolik bir şekilde yapısını ele almaktadır. Toplam yirmi dört bölümden oluşan bu eserde 1446 beyit yer almaktadır. Eserde müzikle ilgili makam, seyir, şube, perde, nağme, terkip, avaz gibi terimler de açıklanmıştır. Eserin yazması için bkz., Burdur Vakıf Halkevi Kit, nr. 735. Kâtip Çelebi’ye göre Yavuz Sultan Selim ile Kardeşi Bayazid arasında cerayan eden harb münasebetiyle kaleme alınmıştır (Keşfu’z-Zunun, I, 607).

[11] Nasıruddin et-Tusi’nin takvime dair kaleme aldığı yedi fasıldan oluşan risalenin tercümesidir. Tanıtımı için bkz., Heyet, Osmanlı Astronomi Litereatürü Tarihi, I, 4-5.

[12] Kâtip Çelebi, Keşfu’z-Zunun, I, 789; Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 171. Mehmed Tahir eserin Bursa Orhangazi Kütüphanesinde bulunduğunu kaydetmektedir.

[13] Kâtip Çelebi’nin kaydettiğine göre Türkçe manzum bu eser Tezkiretü’ş-Şuara’da Amasyalı Şaire Hubbi Hatun’a nisbet edilmiştir. Eş-şekaiku’n-Numaniyye’nin hamişinde Lütfübeyzade’nin hattı ile kaydedildiğine göre eser Hubbi Hatun’un değil Ahmed Germiyaniye aittir (Kâtip Çelebi, Keşfu’z-Zunun, I, 594).

[14] Konya, İzzet Koyunoğlu Ktp, nr.,11758. Ahlaka dair arapça olarak kaleme alınmış eserde olan konular soru cevap tarzında ele alınmıştır. Müşkil görülen konulardan yetmiş mesele üzerinde durulmuştur. Bu konulardan bir kısmı Yahudiler tarafından peygamberimize tevcih edilen, bir kısmı sahabe efendilerimize yöneltilen sorularla ilgilidir.

[15]İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Seminer Kitaplığı, nr. 4028. Nasırüddin Tusî’nin aynı adla anılan eserinin tercümesi olup Danyal aleyhisselamın oğlu Camasb’ın hayatına dairdir.

[16]Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Ktp. 187/1. Türkçe olarak kaleme alınmış olan eser farsça öğrenmek isteyenlere yardımcı olmak maksadıyla kaleme alınmıştır.

[17]Süleymaniye, Murad Buhari(159-174)

[18]Burdur Vakıf Halkevi Kit, nr. 735; Kahire, Daru’l-Kutubi’l-Kavmiyye, nr. 8658/23. Eserin dili Türkçedir. Edebiyat sahasında kaleme alınan bu eserde, ikisi Çelebi Mehmed’e dair olmak üzere beş kaside ve 199 gazel bulunmaktadır.

[19]Süleymaniye, Ali Nihat Tarlan, 187; Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Orhan Gazi, nr. 1196. Bu eser üzerine F. Tulga Ocak tarafından Hacettepe Üniversiyesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’de Ahval ve Asar Tahlil-i Eş’ar-ı Divan-ı Ahmed-i Dai adıyla bir doktora çalışması hazırlanmıştır.

[20] Ebu Zekeriyya Yahya el-Iraki (656/1258)’ya ait Kasidetü’s-Sarsari’nin alfabetik kasidesinin şerhidir. Kâtip Çelebi eseri “Şerhan müfiyden” ifadesi ile tanıtmaktadır (Bkz. Keşfu’z-Zunun, II, 1340).

[21]Katip Çelebi, Keşfu’z-Zunun, II, 1656. Manzum ve muhtasar farsça sözlüktür.