AYLARIN EFENDİSİ

2- عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ رَضِىَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: سَيِّدُ الشُّهُورِ شَهْرُ رَمَضَانَ وَ أَعْظَمُهَا حُرْمَةً ذُو الْحِجَّةِ

2- Ebû Saîd el-Hudrî’nin rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Ayların efendisi Ramazan ayıdır. En çok hürmet edileni ise Zilhiccedir.[1]

Ramazan ayı mutlak olarak ayların en faziletlisidir. Sonra Receb, Zilkâde, Şaban ve diğer aylar gelir. Günlere gelince Ramazan’ın son on günü Zilhicce’nin on gününden daha faziletlidir. Bu durum : “Hiçbir amel Zilhicce’nin on gü­nünde yapılan amelden Allah için daha sevimli de­ğildir.”[2] hadisiyle bir çelişki teşkil  etmemektedir. Çünkü bu hadisin anlattığı üstünlük Arefe ve kurban günü sebebi­yle Zilhicceye özel bir üstünlüktür. İçerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne sahip olması açısından Rama­zan’ın son on gününün daha üstün olduğu kesindir.

Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir: “Eğer Allah Teâlâ ümmeti Muhammed’e azab etmek isteseydi onlara Ramazanı ve ihlas suresini bahşetmezdi.”[3]

Diğer kamerî aylar karşısında Ramazan ayının sahip olduğu  fazîletleri şu başlıklar altında sıralaya biliriz:

  1. Kur’an-ı Kerîm’in Levh-i Mahfuz’dan dünya semâsına toptan indirilip buradan zamanı Ramazan ayı içerisinde saklı tutulmuş olan Kadir gecesinde peyderpey yeryüzüne indi­rilmeye başlanmış olması: “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır” ayetinin tefsiri ile ilgili olarak Mücahid, Katâde, İmam Şâfiî ve diğer bazı âlimler: “Çünkü diğer aylarda Kadir gecesi yoktur” diyerek Ramazan ayının üstünlüğünü ifade etmişlerdir.[4]
  2. Oruç ibadetinin Ramazan ayında farz kılınmış olması: Zamanı ve uygulaması farklı da olsa oruç, diğer ümmetlere de farz kılınmıştır. Ancak oruç ibadetinin Ramazan ayında farz kılınması bu ümmete mahsustur.

Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre Resûl-i Ek­rem sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan’ın yaklaşmasıyla ashabını müjdeler ve şöyle derdi: “Size Ramazan ayı geldi. Bu ay mübarek bir aydır. Allah sizin için Ra­mazan orucunu farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılıp cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar zin­cirlere vurulur. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır.”[5]

  1. Bu ayda verilen sadakanın sevabı diğer aylara oranla daha çok olur: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisleri Ramazan ayında verilen sadakanın daha faziletli olacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Bir rivayete göre İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hayır husu­sunda insanların en cömerdi idi. En çok da Rama­zan’da Cebrail aleyhisselam ile karşılaştığı zaman cömert olurdu. Cibril, Ramazanda her gece Resûlullah ile karşılaşır ve O’na Kur’an dersi ve­rirdi. Resûlullah insanlara hayır ulaştırma husu­sunda esen rüzgârdan daha cömertti.”[6]

  1. Kadir gecesinin Ramazan ayı içerisinde bulunması_ ,
  2. Terâvih namazının Ramazan gecelerinde kılınması_ ,
  3. Ramazan’ın son on gününde camilerde i’tikâf yapıl­ması_ ,
  4. Ramazan boyunca her zamankinden daha fazla olarak Kur’an okunup zikir yapılması: Cibril’in ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Ramazan’da karşılıklı olarak Kur’an (mukabele) okumaları ve diğer zamanlara nisbetle bu ayda Kur’an tilâvetinin tekidli olarak müstehap olması Ramazan’ın bereketleri cümlesindendir.
  5. Her çeşit sâlih amele verilecek sevabın Ramazanda yetmiş kat daha fazla olması: Ramazan boyunca eda edilen bir farzın Ramazan dışındaki yetmiş farza denk olacağı, bu ayda verilen sadakaya diğer aylarda verilenden yetmiş kat daha fazla sevap verileceği hususu, kırk hadis derlemesine aldığımızbirinci hadiste açıklanmıştı. İbrahim en-Nehâî bu hususta şöyle demiştir. “Ramazan’da yapılan bir tesbih, Ramazan dışında yapılan bin tesbihten daha hayırlıdır.”[7]
  6. Oruç tutanları iftar ettirme fırsatının olması: Oruç tutanlara iftarlık sunmanın ne büyük sevap olduğu hadislerle açıklanmıştır. Resûl-i Ekrem’in kendisine yemek ikram edenlere: “Yemeğinizi iyi insanlar yesin, meleklerin en hayırlıları size istiğfar etsin, oruç tutanlar yanı­nızda (sofranızda) iftar etsin, Allah sizi melekler ya­nında ansın”[8] diye dua etmesi oruç tutanlara iftarlık sun­manın önemini ortaya koymaya kâfidir.
  7. Ramazan’da yapılan umrenin bir hacca müsavi ol­ması: Ramazan’da yapılan umre diğer aylarda yapılan um­relerden sevap açısından daha üstündür. Çünkü İbn Abbas’dan (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ramazan’da yapılan bir umre, sair zamanda yapılan bir hac gibidir.”[9]

Zilhicce ayının faziletiyle ilgili olarak İbn Abbâs (r.a)’tan rivayet edildiğine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kendisinde amel-i salih işlenen günlerin Allah katında en sevimlisi Zilhicce’nin ilk on günüdür.

Ashâb kendisine:

-Yâ Rasûlellah! Allah yolunda cihad etmek de mi o günler kadar sevimli değildir, dediler. Efendimiz cevaben:

-”Allah yolunda cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehid olup geri dön­meyen kimsenin cihadı başka, (o bundan üstün­dür)”, buyurdu.[10]

Bu hadisten, Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan ibadetlerin, Allah yolunda cihaddan daha üstün olduğu anla şılmaktadır. Cihadın faziletine dair “İşin başı İslâm, di­reği namaz, zirvesi cihaddır[11] hadîsi ile Ebû Hüreyre’den rivâyet edilen ve cihada denk bir ibadeti soran kişiye Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Öyle bir ibadet bulamıyorum. Sen; bir mücahid savaşa gitti­ğinde mescide girip bıkmadan namaz kılmaya, ara vermeden oruç tutmaya muktedir olabilir misin? Bunu kim yapabilir ki?[12] hadisi açık bir ifade ile cihad ibadetinin üstünlüğünü ortaya koymaktadır.

Bu durum Zilhiccenin ilk on günündeki ibadetlerin cihaddan daha üstün olduğunu ifade eden hadislerle çeliş­tiği zannına sevk edebilir. Âlimler bu çelişkiyi giderme yolla­rını şu şekilde tespit etmişlerdir:

  1. Zilhicce’nin ilk on günündeki amellerin cihaddan daha üstün olması sadece bu günlerdeki cihadla ilgilidir. Çünkü bu günler hac ibadeti için tahsis edilmiştir. O günlerdeki savaş, kişinin haccetmesine imkân vermez.
  2. Ebû Hüreyre’nin cihadın üstünlüğünü bildiren hadisi geneldir. İbni Abbâs’ın hadisi onu tahsis etmiştir. Buna göre hadisin anlamı şöyle olmalıdır: “Zilhicce’nin ilk on günün­deki ibadet hariç cihada denk veya ondan daha üstün bir ibadet yoktur.”
  3. Ebû Hüreyre’nin rivâyetindeki cihaddan maksat, canla ve malla yapılan ve neticede şehid düşülen cihaddır. Bu şekildeki cihadın en üstün ibadet olduğu İbn Abbâs hadi­sinde de görülmektedir.

Ebû Saîd el-Hudrî’nin rivâyet ettiği hadiste, Ramazan’ın ayların efendisi olduğu, ta’zim edilmesi açısından da Zilhic­ce’nin en önemli ay olduğu haberi verilirken İbn Abbâs’ın rivâyet ettiği hadiste, başta oruç olmak üzere bu günlerde yapılacak her çeşit amel-i sâlihin senenin diğer günlerinde yapılacak ibadetlerden daha üstün olduğu müjdelenmiştir.

Ramazanda yapılan bir farz ibadetin Ramazan dışında yapılacak yetmiş farza denk olduğu; Ramazan’da yapılan nâfile bir ibadetin Ramazan dışında yapılacak bir farza ve yetmiş nâfile ibadete denk olduğu Efendimiz tarafından müjdelenmiştir. Zilhicce’nin on gününde yapılan farz ve nâ­file ibadetlerin de bu günler dışında yapılacak farz ve nâfile ibadetlere nisbetle çok daha üstün olduğunda şüphe yoktur. Zilhicce’nin ilk on gününü Ramazan’ın son on günü ile mu­kayese eden Ali el-Kârî, bu günlerin Arefe günü dolayısıyla; Ramazan’ın son on gecesinin de senenin tüm gecelerinden faziletli olan Kadir Gecesi sebebiyle üstünlük arzettiğini ifade etmiştir.

İbn Abbâs, Hac Sûresi’nin 28. âyetindeki eyyâm-ı ma’lûmât ile Bakara Sûresi’nin 203. âyetinde geçen eyyâm-ı ma’dûdât’ın Zilhicce’nin ilk on günü ve eyyâm-ı teşrik (Kur­ban Bayramı günleri) olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca Fecr Sûresi’nin ikinci âyetinde ifade edilen leyâl-ı aşr’in bu on gün olduğu da zikredilmiştir.[13]

Abdullah b. Ömer ve Ebû Hüreyre, Zilhicce’nin on gü­nünde çarşı-pazara çıkarak yüksek sesle tekbir getirirlerdi. Onları gören insanlar aynı şekilde tekbirlerle onlara iştirak ederlerdi.

Ramazan’ın ayların efendisi olduğunu belirten hadisten çıkarılması gereken dersler şunlardır:

  1. Bazı mekânlar diğer mekanlara üstün olduğu gibi, bazı zamanlar da diğer zamanlara üstündür. Bu durum izâfî olup yaşanan müstesna olaylarla da ilgilidir.
  2. Ayların fazilet ve üstünlük sıralamasında birinci dere­cede Ramazan gelir. Daha sonra Muharrem, Receb, Zil­hicce, Zilkâde, Şaban ve diğer aylar yer almaktadırlar.
  3. Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerîm’in indiği ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne sahip olması açısından mutlak olarak bütün zamanlardan üstündür.
  4. Zilhicce’nin ilk on günü yapılacak ibadet ve iyilikler di­ğer günlerde yapılan iyilik ve ibadetlerden daha faziletlidir.
  5. Bu on günün haccetmek, kurban kesmek ve bunlar için hazırlık yapmak gibi müslümanların hayatında önemli yeri bulunmaktadır.
  6. Zilhicce ayının ilk dokuz gününü oruçla değerlendir­mek müstehaptır.
  7. Ramazan ayı Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in diliyle ayların efendisi olarak tanıtılmıştır.

Doç.Dr. Selahattin Yıldırım, Resûlüllah’ın Dilinden RAMAZAN ve ORUÇ, İstanbul Darülhadis: 2007, 46-52.

 

Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanmayınız.

[1]          Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III, 314-315 (Hadis no: 3637-3638); Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 557; Deylemî, el-Firdevs, II, 325; Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, III, 140; Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, IV, 122.

[2]          Buhârî, Tirmizî, Savm 51; İbn Mâce, Sıyam 39; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 224, 338; II, 75, 132

[3]          Muhammed es-Sayyâdî, Davu’ş-Şems, Kahire 1974, II, 146.

[4]          el-Mevsûatü’l-Fıkhıyye, XXIII, 143

[5]          Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 385

[6]          Buhârî, Bed’ü’l-Vayh 5,6; Savm 7; Müslim, Fezâil 48,50; Tirmizî, Cihad 15; Nesâî, Sıyam 2; İbn Mâce, Cihad 9; Dârimî, Mukaddime 10; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 231, 288, 326, 366; VI, 130

[7]          el-Mevsûatü’l-Fıkhıyye, XXIII, 145

[8]          Ebû Dâvûd, Et’ime 54; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 138

[9]          Tirmizî, Hac 95; Ebû Dâvûd, Menâsik, 79; Nesâî, Sıyam, 6; İbn Mâce Menâsik, 54; Dârimî, Menâsik 40; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 308; III, 352, 361, 397; IV, 177,186; VI, 405,406

[10]       Buhârî, Î’deyn 11; Ebû Dâvûd, Savm 61; İbni Mâce, Sıyam 39.

[11]       Tirmizî, İman 8; Ahmed b. Hanbel, Müsned V/ 231,237.

[12]       Buharî, Cihad 1.

[13]       Yaşar Kandemir, İsmail L. Çakan, Raşit Küçük, a.g.e, V, 530.