ORUÇ TUTANLARIN MÜKÂFATI

9- عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰه صَلَّى اللّٰه عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: إِذَا كَانَ أَوَّلُ لَيْلَةٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ نَظَرَ اللّٰهُ إِلَى خَلْقِهِ، وَ إِذَا نَظَرَ اللّٰهُ إِلَى عَبْدِهِ لَمْ يُعَذِّبْهُ أَبَدًا، وَ لِلَّهِ فِى كُلِّ يَوْمٍ أَلْفُ أَلْفٍ عَتِيقٍ مِنَ النَّارِ، فَإِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ تِسْعٍ وَ عِشْرِينَ أَعْتَقَ اللّٰهُ فِيهَا مِثْلَ جَمِيعِ مَا أَعْتَقَ فِى الشَّهْرِ كُلِّهِ، فَإِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ الْفِطْرِ إِرْتَجَّتِ الْمَلاَئِكَةُ وَ تَجَلَّى الْجَبَّارُ بِنُورِهِ مَعَ أَنَّهُ لاَ يَصِفُهُ الوَاصِفُونَ فَيَقُولُ الْمَلاَئِكَةُ وَهُمْ فِى عِيدِهِمْ مِنَ الْغَدِ: يَا مَعْشَرَ الْمَلاَئِكَةِ! مَا جَزَاءُ الأَجِيرِ إِذاَ وَفَّى عَمَلَهُ؟ تَقُولُ الْمَلاَئِكَةُ: يُوَفَّى أَجْرُهُ، فَيَقُولُ اللّٰه تَعَالَى: أُشْهِدُكُمْ أَنِّى قَدْ غَفَرْتُ لَهُمْ.

9- Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda Allah Teâlâ mahlûkâtına nazar eder. Allah bir kuluna na­zar etti mi ona ebediyyen azâb etmez. (Ramazan bo­yunca) her gün Allah bir milyon insanı cehennem­den âzâd eder. 29’uncu gecesi olduğunda o gece bir ay boyunca âzâd ettiği sayı kadar daha âzâd eder. Bayram gecesi olunca melekler heyecandan titrerler ve Cebbar olan Allah hiçbir

 tarif edenin tarif edemiyeceği tarzda nuru ile tecellî eder. (İnsanlar) ertesi gün bayram yaparlarken, bazı melekler şöyle derler:

-Ey melekler topluluğu! Görevini tam îfâ ettiğinde işçinin mükâfâtı nedir? (Bunu duyan diğer) melek­ler:

-Ücreti tam olarak ödenir, derler. Allah Teâlâ da şöyle buyurur:

-Sizi şâhid tutuyorum ki onları bağışladım.[1]

10-  عَنِ الْحَسَنِ رَحِمَهُ اللّٰه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰه صَلَّى اللّٰه عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: إِنَّ لِلَّهِ تَعَالَى فِى كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ سِتُّمِائَةِ أَلْفِ عَتِيقٍ مِنَ النَّار،ِ فَإِذاَ كَانَ آخِرُ لَيْلَةٍ أَعْتَقَ اللّٰه بِعَدَدِ كُلِّ مَنْ مَضَى.

10- Hasan-ı Basrî’nin dediğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah Teâlâ Ramazan boyunca her gece altı yüz bin insanı cehennemden âzâd eder. Son gece olunca bütün gecelerde âzâd ettiği kadar kişiyi âzâd eder.[2]

Hadis mürseldir. Çünkü tâbiînden olan Hasan-ı Basrî (ö. 110 h.) sahabeyi atlayarak, Hz. Peygamber’den doğrudan rivâyette bulunmuştur.

Bu hadiste, Ramazan’ın ilk gecesinde Allah Teâlâ’nın kullarına rahmet nazarıyla bakacağı müjdesi verilmektedir. Aslında bakmak, yüz çevirmek, üzülmek-sevinmek, gazap lanmak, gülmek-ağlamak, yukardan aşağıya inmek insan­lara ait özelliklerdir. Ancak bazı hadislerde bu vasıfların Al­lah Teâlâ’ya da nisbet edilmiş olduğunu görüyoruz. Bunlar mecazdır ve tevile muhtaçtır.

Cenâb-ı Hakk’ın bir kimsenin yüzüne bakması; ona acı­yıp merhamet etmesi, lütuf ve ihsanda bulunması demektir. Bakmaması ise o kimseden yüz çevirmesi ve ona lütuf ve ihsanda bulunmaması, merhametiyle muamele etmemesi demektir. Bir insanın kul olarak karşılaşacağı en büyük mu­sibet, Allah’ın lütfundan ve merhametinden mahrum kalma­sıdır. Kıyamet gününde bir insanın karşılaşabileceği en bü­yük mükâfât ise Allah Teâlâ’nın o kimseyi temize çıkarması, günah kirlerinden ve en kötü sonuç olarak cehenneme gir­mek başta olmak üzere her tür kötü âkıbetten korumasıdır.

Bu hadîs-i şerif, Ramazan’ın ilk gecesinde, Allah Teâlâ’nın rahmet nazarına, bu ayın kıymetini bilen kullarının mazhar olacağını haber vermektedir.

Allah’ın yüzlerine bakmadığı insanların kimler olduğunu haber veren hadisler de vardır. Bunlardan biri şöyledir:

Ebû Zer’den (r.a) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Üç sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve kendilerini tezkiye edip temize çıkarmaz. Onlar için yakıcı bir azâb vardır.” Ebû Zer:

Bunlar kimlerdir? diye sorunca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:

İzarını (elbisesini) yerde sürüyen mütekebbir (kendini üstün gören ve hakkı kabullenmeyen), yap­tığı iyiliği başa kakan ve malını yalan yeminle sat­maya çalışan kimselerdir.[3]

Ramazan vesilesiyle Allah Teâlâ’nın bu ümmete bahşet­tiği başka özellikler de vardır.

Ebu Hureyre ve Câbir b. Abdullah kanalıyla gelen birbi­rine çok yakın lafızları olan rivâyete göre Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Ramazan ayında ümmetime hiç bir peygamberin ümmetine verilmeyen beş haslet verilmiştir. Bunlar şunlardır:

  1. Ramazan’ın ilk gecesi olduğunda Allah Teâlâ onlara nazar eder ve Allah kime nazar ederse ona ebediyyen azab etmez.
  2. Susadıklarında onların ağızlarının kokuları Al­lah katında misk kokusundan daha güzeldir.
  3. Gece-gündüz melekler onlar için istiğfar eder.
  4. Allah cennete, ‘Kullarım için süslen ve hazır­lan. Kullarım yakında dünya yorgunluğundan kurtu­lup benim evim ve kerametimde istirahat edecekler’, diye seslenir.
  5. Ramazan’ın son gecesi olduğunda Allah onla­rın hepsini bağışlar.

Topluluktan bir adam

O, kadir gecesi mi? diye sordu.

Hz. Peygamber:

“Hayır, işçilerin işlerini bitirdiklerinde ücretleri­nin ödendiğini bilmiyor musun?” buyurdu.[4

 ————————————————————————————————————————————————-

Doç.Dr. Selahattin Yıldırım, Resûlüllah’ın Dilinden RAMAZAN ve ORUÇ, İstanbul Darülhadis: 2007, 65-69.

[1]          Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, VII, 471; Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, II, 98.

[2]          Münzirî, a.g.e., III, 303.

[3]          Müslim, Îman 71.

[4]          Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III, 302-303.