Resûlüllah’ın Dilinden RAMAZAN ve ORUÇ

Ramazan’da Cehennem Kapıları Kapanır

7- عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰه عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ: إِذَا كَانَ أَوَّلُ لَيْلَةٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّاتِ فَلَمْ يُغْلَقْ مِنْهَا بَابٌ وَاحِدٌ الشَّهْرَ كُلَّهُ وَ غُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ فَلَمْ يُفْتَحْ مِنْهَا بَابٌ وَاحِدٌ الشَّهْرَ كُلَّهُ وَ غُلَّتْ عُتَاةُ الْجِنِّ وَ نَادَى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى إِنْفِجَارِ الصُّبْحِ: يَا بَاغِىَ الْخَيْرِ يَمِّمْ وَ أَبْشِرْ، وَ يَا بَاغِىَ الشَّرِّ أَقْصِرْ وَ أَبْصِرْ. هَلْ مِنْ مُسْتَغْفِرٍ نَغْفِرُ لَهُ، هَلْ مِنْ تَائِبٍ نَتُوبُ عَلَيْهِ، هَلْ مِنْ دَاعٍ نَسْتَجِيبُ لَهُ، هَلْ مِنْ سَائِلٍ نُعْطِى سُؤْلَهُ. وَ لِلَّهِ تَعَالَى عِنْدَ كُلِّ فِطْرٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ كُلَّ لَيْلَةٍ عِتْقًا مِنَ النَّارِ سِتُّونَ ألْفًا. فَإِذَا كَانَ يَوْمُ الْفِطْرِ أَعْتَقَ مِثْلَ مَا أَعْتَقَ فِى جَمِيعِ الشَّهْرِ ثَلاَثِينَ مَرَّةً سِتِّينَ أَلْفًا.

7- Abdullah b. Mes’ûd’dan (r.a) rivâyet edildiğine göre, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Ramazan ayının ilk gecesi olunca cennetin bütün kapıları açılır ve bütün ay boyunca tek bir kapı ka­panmaz. Cehennemin bütün kapıları kapanır, bütün ay boyunca tek bir kapısı açılmaz. Cinlerin azgınları bukağılanır. Gökyüzünden bir nidâ edici, her gece fecir sökünceye kadar şöyle der: Ey hayır işleyen, devam et ve müjdeni al; ey kötülük dileyen vazgeç ve uyan. (Cenab-ı Hak dünya semasına tecelli ede­rek), ‘Bir af dileyen yok mu, onu bağışlayayım; tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim; dua eden yok mu, duasını kabul edeyim; isteyen yok mu, istedi­ğini vereyim’ buyurur. Allah Teâlâ, Ramazan bo­yunca her gece iftar vaktinde altmış bin kişiyi ateş­ten azad eder. Bayram günü geldiğinde ise bütün ay boyunca azad ettiği kadar otuz kere altmış bin kişiyi azad eder.”[1]

8- عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰه عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: إِذَا دَخَلَ شَهْرُ رَمَضَانَ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَ غُلِّقَتْ أَبْوَابُ جَهَنَّمَ وَ سُلْسِلَةُ الشَّيَاطِينُ.

8- Ebû Hüreyre’dn (r.a) rivâyet edildiğine göre, Hz. Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar zincire vu­rulur.[2]

Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’nin rivâyet ettiği ha­diste, üzerinde durulan noktalar cennet-cehennem kapıları, Ramazan ayı boyunca Allah Teâlâ’nın kullarına her zaman­kinden daha fazla cömert ve lütufkâr davrancağıdır. Ramadân, sıcak çöl, güneşin kızdırması anlamına gelen “r-m-d” fiilinin mastarıdır. Şehr kelimesi bu mastara izafe edile­rek Şehr-i Ramadan şeklinde alem olmuştur. Oruç ayına Ramazan denilmesi müslümanların bu ayda açlık ve susuz­luğun hararetinden yanmalarındandır.

Ramazan kelimesi tek başına kullanılabilir mi? Mesela Ramazan girdi, Ramazan geldi, Ramazan bitti, Kadir gecesi Ramazan’ın şu günüdür gibi ifadeler caiz olur mu? Bu hu­susta üç ayrı görüş vardır:

  1. Ulemâdan bir gruba göre, bu kelime hiçbir şekilde tek başına kullanılmaz. Mutlaka ‘Ramazan ayı’ demek gerekir. Bu görüş Mâlikî mezhebine mensup âlimlere aittir. Onlara göre Ramazan, Allah’ın isimlerindendir. Allah’dan başkası için kullanılacaksa Ramazan ayı, Ramazan orucu gibi bir kayıtla caiz olabilir. “Ramazan demeyin. Çünkü Ramazan Allah’ın isimlerindendir. Fakat Ramazan ayı deyin”[3] hadi­sini görüşlerine delil sayarlar.
  2. İbn Bâkıllânî ve ulemânın çoğunluğuna göre, Rama­zan’dan oruç ayı kast edildiğine dair bir karine bulunursa, tek başına Ramazan şeklinde kullanmakta bir beis olmaz. Böyle olmadığı takdirde, tek başına kullanmak mekruhtur. Bu gruptaki âlimlere göre, Ramazan ayların en efdalidir, Ramazanı tuttum, Ramazanda terâvih kıldım, Kadir gecesi Ramazan’ın 27. gecesidir gibi ifadelerde kerahet yoktur. Fakat Ramazan geldi, Ramazan girdi, Ramazan bitti tarzın­daki ifadeler mekruhtur.
  3. Buhârî’ye ve görüşleri kabul gören bir kısım fukahaya göre, karine olsun olmasın Ramazan kelimesini tek başına kullanmakta kerahet yoktur. Zira bir şeyin mekruh olduğunu söylemek için şeriatın yasak koymuş olması gerekir. Bu ko­nuda herhangi bir yasak mevcut değildir.

Ramazan’ın Allah’ın isimlerinden olduğu görüşü de sa­hih değildir. Bu konudaki hadis zayıftır. Kaldı ki Allah’ın isimleri tevkîfîdir, kendisi tarafından tayin edilmiştir.

Ayrıca sahih hadislerde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Ramazan kelimesini tek başına kullandığı ol­muştur.

Ebû Hüreyre’den rivâyet edildiğine göre, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ramazan ge­lince cennet kapıları açılır; cehennem kapıları ka­panır ve şeytanlar bukağılanır.[4]

Bu hadis, yukarıda anılan üçüncü görüş sahiplerinin yaklaşımlarının isabetli ve doğru olduğunun delili olarak kabul edilmiştir.[5]

Ramazanda cennet kapılarının açılması: Cennet kapılarının açılması ilâhî rahmetin her zamankinden daha büyük oranda hayatımızı kapsaması demektir. Ramazan îman sınırında şeytan saflarına karşı açılmış bir meydan muharebesidir. Her oruçlu bir Allah askeri olabilirse, nefsine ve şeytana karşı mutlaka zafer kazanacaktır. Bu, Ramazan’ın sair zamanlara nisbetle rahmet açısından çok daha zengin olmasındandır. Hadisteki cennet kapıları; bazı rivâyetlerde rahmet kapıları ve gök kapıları olarak bildirilmiştir. İki rivâ­yet arasında herhangi bir çelişki söz konusu değildir. Bu üç farklı tanımlama aynı şeyin farklı anlatımından ibarettir. Çünkü gök kapıları rahmet kapıları, rahmet kapıları da cen­net kapıları demektir.

Müslim şarihlerinden Tıybî, “Cennet kapılarının açılması­nın esprisi, meleklere oruç tutan müminlerin işlerini göstere­rek o işleri beğendirmek ve bunun Allah indinde büyük bir mertebe olduğunu bildirmektir”[6] demektedir. Bu izah tarzı, Allah’ın meleklere karşı kullarıyla iftihar ettiği ve insanın meleklerden daha üstün olduğu hakikatinin Allah tarafından meleklere özellikle duyurulması gerçeğini ortaya koymakta­dır. Buna, insanın değerini meleklere hatırlatma da diyebili­riz.

Şeytanların bukağılanması: Şeytan insan neslinin amansız düşmanlarından biridir. İmam Gazâlî, müminin nefis, şeytan, dünya ve öteki insanlar olmak üzere dört tane düşmanının olduğunu söylemektedir. Bunların en acımasızı şeytandır. Çünkü o, müminin imanına düşmandır. Nihâî ve yegâne hedefi mümini imanından ederek ebediyyen cehen­nemlik yapmaktır. Her zamankinden daha fazla Ramazan ayında inen Allah’ın rahmetinin bir eseri olarak şeytanların azılıları zincire vurulur.

Şeytanların büyükleri kösteklenmekle beraber küçükleri faaliyetlerini sürdürmeye devam ederler. Müminler onlara karşı da dikkatli ve uyanık olmalıdırlar. Şeytanlar bağlandığı halde insanların günah işlemesi, onların nefislerine tâbi ol­duğunu gösterir.

Hadisten çıkarılması gereken dersler şunlardır

  1. Ramazan, bütün zamanların merkezi mesabesindedir.
  2. Ramazan’da Allah’ın affı ve kullarının amelleri karşı­sında vereceği sevap katlanarak artar.
  3. Ramazan’da âdemoğlunun amansız düşmanı olan şeytanların etki ve saptırmaları azalır.
  4. Ramazan’da cehennem kapıları kapanır. Buna mukâ­bil cennet kapıları açılır.

 ——————————————————————————————————————————————————–

Doç.Dr. Selahattin Yıldırım, Resûlüllah’ın Dilinden RAMAZAN ve ORUÇ, İstanbul Darülhadis: 2007, 61-65.

[1]          Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III, 304 (Hadis no: 3606); Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, II, 104.

[2]          Buhârî, Savm 5; Müslim, Sıyam 2; Nesâî, Sıyam 4, 5.

[3]          Zürkânî, Şerhu’l-Muvatta’, II, 395.

[4]          Müslim, Sıyam 1.

[5]          Davudoğlu, Müslim Şerhi, VI, 9.

[6]          Davudoğlu, a.g.e., VI, 13.