عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أَنْزَلَ اللّٰهُ فِى التَّوْرَاةِ وَلاَ فِى اْلإِنْجِيلِ مِثْلَ أُمِّ الْقُرْآنِ، وَهِىَ الثَّبْعُ الْمَثَانِى. وَهِيَ مَقْسُومَةٌ بَيْنِي وَ بَيْنَ عَبْدِي وَلِعَبْدِي مَا سَأَلَ.

وَعَنْ أَنَسٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ؛ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ إِلَى النَّبِىِّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللّٰهِ! إِنِّى أُحِبُّ هَذِهِ السُّورَةَ قُلْ هُوَ اللّٰهُ أَحَدٌ. قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ حُبَّكَ إِيَّاهَا يُدْخِلُكَ الْجَنَّةَ.

Übey b. Kâ`b (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah ne Tevrat’ta, ne de İncil’de Ümmü’l-Kur’an (Fatiha) gibisini indirmemiştir. O, es-Seb’u’l-Mesânî (tekrar tekrar okunan)dir. (Yüce Allah onun hakkında şöyle buyurmuştur:) O benimle kulum arasında taksim edilmiştir ve kuluma istediği vardır.

Kur’ânı Kerim’de bulunan bütün sûre ve âyetlerin manası Fâtiha Sûresi’nde vardır. Fakat bunu ancak veliler anlar.

Fâtiha sûresinin bir diğer adı da Seb’u’l-Mesânî’dir. Seb’u’l-Mesânî yedi âyettir. Bu, her namazda iki defa okunur manasına gelir.

 Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayet edildiğine şöyle dedi: Adamın biri Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek dedi ki: “Ey Allah’ın Rasulu! Ben şu ‘kul hüvallahü ahad’ sûresini çok seviyorum.” Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem adama şöyle şöyle dedi:

“Senin ona olan sevgin seni cennete sokacaktır.”

HİKÂYE

Dervişin biri bir mescidin kapısına gelerek bir dirhem istedi. Birisi dervişe:

“Hiç Kur’an bilir misin?” diye sordu. Derviş:

“Fâtiha ve Kul huvallâhu ehad’i bilirim.” dedi. Şeyh:

“İkisini de oku ve sevabını bana sat.” dedi. Derviş:

“Nasıl satın alacaksın?” dedi. Şeyh:

“Altın, hizmetçi, köle, bağ, bahçe neyim varsa hepsini sana vereyim.” dedi. Derviş:

“Gerekmez. Ben Allah’ın kelâmını altına, kumaşa satmam.” dedi.

Mescid kapısından döndü gitti. Mezarlık arasında yürürken, bir bulut geldi. Dolu yağdı. Kaçtı bir harabeye girdi. İçeride yeşil giysili bir kişi durmakta idi. Getirdi bu dervişe bir berat sundu. Yanında da bir kese ve kesenin içinde on bin akçe bulunmakta idi. Bu berat içinde Fâtiha Sûresi ve Kul huvallâhu ehad Sûresi yazılmış. Dervişe:

“Bu akçeyi ihtiyacın oldukça harca. Bitince yine gel bizden iste.” dedi. Derviş o kişiye:

“Sen kimsin?” dedi. O adam;

“Ben senin pâk itikâdınım. Sen Allah kelâmını dünyaya satmadın, Allah da beni bu sûrete koyup, sana gönderdi.” deyip kayboldu.

NASİHAT

İmdi Azizler! Allah kelâmını dünyaya satmamak gerek. Hak Teâlâ onun bereketiyle hem dünyanızı ve hem de âhiretinizi ma’mur eder. İnşaallah


Darîr Mustafa Efendi, 100 Hadis 100 Hikâye (Haz. Doç. Dr. Selahattin Yıldırım-Dr. Necdet Yılmaz), İstanbul: Dârülhadis, 2007, s. 102-103.