عن عمران بن حصين رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: من انقطع إلى الله عز وجل كفاه الله كل مؤمنة ورزقه من حيث لا يحتسب ومن انقطع إلى الدنيا وكله الله إليها.

“Kim Allah’a güvenip dayanırsa, güvendiği her yerde Allah ona yeter ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.
Kim de dünya­ya güvenirse Allah onu dünya ile başbaşa bırakır.”[1]

Allah kendine güvenen, tevekkül eden kimseyi zor durumda bırakmaz. Kulun kendine güvenini boşa çıkarmaz. Onu umma­dığı yerlerden rızıklandırır. Ama sadece dünyaya dayanan ve dünyalıklarına güvenen kimseler onlarla başbaşa kalırlar, bir nevi onun kulu kölesi olurlar. Bol kazansalar da geçim endişesi ile didinip dururlar. Çoğu kere insanlıklarını unuturlar. Onlar için herşey dünyayı kazanmaktır. Bir kayba uğradıklarında büyük bir çöküntü içindedirler. Rızkı kazanmak için sebeplere başvurup Allah’a güvenen kimseler ise huzurludurlar. Kazanın­ca şımarmaz, kaybedince yıkılmazlar. Onlar, Cenâb-ı Hakk’ın kendi rızasına uymayan bir davranış yapmaktan sakınan kullarına bir çıkış yolu sunacağını ve onları ummadıkları yerden rızıklan­dıracağını bilirler (Bk. Talak suresi 65/3).

Mustafa Halebî, Hadisler Işığında Helâl Kazanç Yolları, (hazırlayan Doç. Dr. Nebi Bozkurt), İstanbul: Dârülhadis 2002, s. 53.

[1] Hadisi İbn Ebi Hatim (?), Taberânî (el-Mu’cemü’l-evsat, III, 346; el-Mu’cemü’s-sağîr, I, 201); Beyhakî (Şuabü’l-iman, II, 120), el-Hatîb el-Bağdadî (Tarihu Bağdâd, VII, 196) ‘Imran b Husayn’dan rivayet etmişlerdir.