Hayatı
Arnavut asıllı olan Lütfi Paşa, Kânûnî devri sadrazamlarındandır. Avlonya civarından devşirme olarak getirilerek sarayda eğitildi. Önce çukadar oldu. Yavuz Sultan Selim’in tahta geçmesiyle müteferrikalığa getirildi. Bilahare sırasıyla çaşnigirbaşı, kapıcıbaşı ve miralemlik vazifelerinde bulundu. Aydın ve Yanya sancakbeyliği yaptı. Viyana muhasarasına katıldı. 1533’de Karaman beylerbeyiliğine, sonra Rumeli beylerbeyiliğine getirildi. 1537 Korfu seferi sırasında Barbaros Hayreddin Paşa ile beraber donanma serdarı olarak bulunarak İtalya sahillerini vurdu. Venediklilere gönderdiği elçinin esir alınması üzerine, Venediklilere savaş açıldı ve Korfu adası muhasara edildi. Lutfi Paşa’nın zafer beklentisine rağmen padişahın emriyle kaldırılıp geri çağrılınca İstanbul’a döndü. Bir müddet sonra ikinci vezirliğe getirildi ve Boğdan seferine katıldı. 1539 yılında Ayas Paşa’nın vefat etmesiyle sadrazam oldu. İki sene kadar bu görevde kaldıktan sonra, 1541 yılında azledilmesiyle Dimetoka’daki çiftliğine çekildi.
1542’de hacca gitti. Hac dönüşünde yine çiftliğine çekilerek eser telifiyle meşgul oldu. 970/1563 yılında vefat etti.
Kânunî’nin kız kardeşi Şah Sultan’la kısa süreli bir evlilik yaparak hanedana damat oldu.
Lütfi Paşa İstanbul’da bir çeşme, Edirne’de de bir mescid yaptırdı. İkamet ettiği Dimetoka’nın Müslim köyündeki mescid ve muallimhânesine 100.000 akçe ile Edirne’de 20 dükkanı vakfettiği bilinmektedir.
Eserleri
Aynı zamanda şair de olan ve Tükçe ve Arapça olarak yirmiden fazla eser kalame alan Lütfi Paşa’nın yazdığı eserlerinin ikisi tarihle alakalı, diğerleri ise dînî mahiyette olup, bunlardan el-Künûz fî letâifi’r-rümûz fi’l-hadîs’i hadisle alakalıdır. Bu eserleri şunlardır:
1. Âsafnâme.
2. el-Es’iletü ve’l-ecvibetü cümletün mine’l-fünûn.
3. et-Târîhü’l-Osmânî (Târîh-i Âl-i Osman).
4. Tuhfetü’t-tâlibîn.
5. Tenbîhü’l-âkilîn ve te’kîdü’l-gâfilîn.
6. Halâsü’l-ümme fî ma’rifeti’l-eimme.
7. Zübdetü’l-mesâil fi’l-akâid ve’l-ibâdât.
8. Faslün fî Beyâni’t-tevhîd ve’l-müteşâbihât.
9. Risâle fî Beyâni asli’l-îmân.
10. Risâle-i Îman İslâm ve havâss-ı Kur’ân-ı şerîf.
11. Hayât-ı ebedî.
12. Risâle-i Zebâyih.
13. Risâle-i Firâk-ı dâlle.
14. el-Künûz fî letâifi’r-rümûz fi’l-hadîs.
el-Künûz fî letâifi’r-rümûz fi’l-hadîs
Süleymaniye Kütüphanesi, Pertev Paşa Koleksiyonu, 90 numarada bulunan eser kırk hadis şerhi olup, 71 varaktır.
Eserin baş tarafında bulunan fihrist kullanımı kolaylaştıracak niteliktedir. Âlimimiz önsözde kırk hadis ezberleme ve rivayet etmekle alakalı hadisi kaydettikten sonra, kıyametin şiddetli gününde istifade etmek dileğiyle kırk hadis derlediğini belirtmekte, kendi ve kitabının adını açıkça bildirmektedir.
Lütfi Paşa, seçtiği hadisler hakkında da girişte bilgi vermektedir. Buna göre seçtiği hadislerin ifade bakımından fasih, anlamının sıhhatli, senedinin de açık olmasına gayret göstermiştir.
İlk hadis îmân, ikincisi niyete sonrakiler ise sırasıyla Allah’ın hayrını dilediği kişiler, ilim, namaz, zekât, oruç, hac, sünnete uyma, gayb, oyun ve eğlence, münker karşısındaki müslümanın tutumu, sünnet ve cemaat yolu, duâ, talak, nefsin bilinmesi, gıybet, nemîme… gibi konulara ayrılmış olup insanların pratik hayatlarıyla alakalı çok geniş yelpazede konular ele alınmıştır.
Hadisleri şerhederken kaynak ve râvîleri verilmemiş, âyet, hadîs-i kudsî, hadisler ve Şir’âtü’l-İslâm, Pezdevî, Tatarhâniyye, Şerhü’l-Meşârik, Hidâye, Keşfü’l-mancûb, Avârifü’l-maârif, Keşşâf Tefsiri, Serahsî’nin Muhît’i gibi kitaplardan ve Hasan-ı Basrî, Cüneyd-i Bağdâdî gibi âlim ve sûfîlerden nakiller yaparak delil getirilmiştir.
Kitabın kenarında kaynak da gösterilerek bol bol notlar düşürülmüş ancak bu notları kimlerin düştüğü kaydedilmemiştir. Eser el-Hâc Mehmed b. Mustafa b. Osman tarafından 1104/1693 yılında istinsah edilmiştir.
Risâle-i Fırak-ı dâlle
Lütfi Paşa’nın “Ümmetin 73 fırkaya ayrılacaktır…” hadîsinin şerhi niteliğindeki bu eserinin incelediğimiz nüshası Süleymaniye Ktp., Ayasofya Koleksiyonu, 2195 numaralı yazmanın 109b-122b varakları arasında bulunmaktadır.
Hamdele ve salveleden sonra belirtilen hadisin metni verilmekte ve ardından tercümesi yapılmaktadır. Bundan sonra kurtulan tek fırkanın ehl-i sünnet ve’l-cemaat diye adlandırıldığını, diğerlerinin ise cehennemlik olacağını kaydetmekte, ehl-i sünnet ve’l-cemaattan olanların on hasleti üzerinde bulunduranlar olduğunu kaydetmektedir. Bu on haslet şunlardır: Beş vakit namaz, ashabı zemmetmek ve onlara eksiklik nisbet etmemek, sultan üzerine kılıç çıkarmamak, îmânda şüphe etmemek, kadere inanmak, dinle alakalı hususlarda mücadele etmemek, tevhid ehlini tekfir etmemek, ehl-i kıble olan kimse için duâ etmek, mesh üzerine meshi caiz görmek, günahkar da olsa arkasında namaz kılmak.
Ehl-i sünnet ve’l-cemaat olanların temel vasıfları bu şekilde verildikten sonra cehennemlik olacak ehl-i hevâ dediği kesimi saymakta ve onlar hakkında kısa kısa bilgiler vermektedir. Bunlardan bazıları da şunlardır: Hâriciyye, Cebriyye, Râfıziyye, Kaderiyye, Müşebbihe, Mürcie, Erzâkiyye, Ahnesiyye, Beyhakiyye, Câzimiyye, Meymûniyye, Neccâriyye…
Bu yazı Dârülhadis Araştırma Projeleri kapsamında yayın hazırlıkları halen devam etmekte olan “Osmanlı Muhaddisleri Ansiklopedisi” başlıklı çalışmadan alınmıştır.