Bir Osmanlı Muhaddisi

Ana Sayfa/Bir Osmanlı Muhaddisi

FAHREDDîN-İ ACEMÎ (865/1460-61)

2020-12-28T22:55:20+03:00

Hayatı Fahreddîn Acemî Osmanlı Devleti’nin Molla Fenârî’den sonra ikinci şeyhülislâmıdır.[1] Memleketi, ailesi ve hayatının ilk dönemlerine ait bilgiler kaynaklarda yer almamaktadır. İran taraflarından geldiği için “Acemî” diye anılır. Aralarında Seyyid Şerif Cürcânî’nin de bulunduğu devrinin önemli âlimlerinden tahsilini gerçekleştirdi. Bilahare Anadolu’ya geldi.[2] Bursa medreselerinde eğitimine devam etti. Kendisi gibi İran’dan gelen, Sadeddin Taftazânî’nin talebelerinden olan Burhâneddin Haydar Herevî’den, başta Buhârî olmak üzere hadis kitaplarını okuyarak, hadis icâzeti aldı. Molla Şemseddîn Fenârî’nin oğlu Mehmed Şah’ın müderrisi olduğu Sultâniye Medresesi’ne devam ederek hocasına muîd[3] oldu. Ardından bazı medreselerde müderrislik yaptı. 834/1430-31 tarihinde Sultan Murad II, pâyitaht olan Edirne’ye, günlük otuz akçe ile müftü/şeyhülislâm tayin etti.[4] Edirne Dârülhadisi’ni inşâ ettirdiğinde, buraya [...]

FAHREDDîN-İ ACEMÎ (865/1460-61)2020-12-28T22:55:20+03:00

İBN MELEK (821/1418)

2020-10-14T21:28:31+03:00

Hayatı İzzeddin ve Emînüddin lakabıyla anılan İbn Melek’in asıl adı Abdüllatif babası ise Abdülaziz’dir. Daha çok “Melek’in oğlu” anlamına gelen İbn Melek veya onun Farsça karşılığı olan Ferişteoğlu lakabı ve er-Rûmî nisbesiyle tanınmıştır. Ünlü seyyah İbn Batuta’nın 732/1332 senesinde Anadolu’ya yaptığı seyahat sırasında, Abdüllatif’in babası Kadı İzzeddin ile karşılaşmış ve bu zâtın fazilet sahibi bir kişi olduğunu, “Firişte” diye tanındığını kaydetmiştir. Muhaddisimizin İbn Melek veya Ferişteoğlu diye tanınmasının sebebi de babasının bu lakapla anılmasından kaynaklanmalıdır. Ailenin aslen Türkistanlı olduğunu, İbn Melek’in babasının, Aydınoğullarının özel daveti üzerine Türkistan’dan Aydınoğulları Sancağı’na geldiğini kaydeden Seyyid Bey, İbn Melek’in, kendisinin de büyük dedelerinden olduğunu [...]

İBN MELEK (821/1418)2020-10-14T21:28:31+03:00

İBRÂHİM el-HALEBÎ (956/1549)

2020-09-25T00:57:45+03:00

Taşköprizâde’nin Arab İmam lakabıyla tanıttığı âlimimizin[1] tam adı İbrâhim b. Muhammed b. İbrahim’dir.[2] Aslen Halebli olup 860/1456’da burada doğdu. Tahsil hayatına memleketinde başladı.[3] Ardından Şam’a giderek ileri gelen âlimlerin derslerine katıldı. Bir müddet Halep’te imamlık yaptıktan sonra Kahire’ye gitti.[4] Orada tefsir, hadis, fıkıh, kıraat ve sair İslâmî ilimleri tahsil etti.[5] Suyûtî ve diğer ulemâdan istifade etti. 906/1500 senesi dolaylarında İstanbul’a giderek oraya yerleşti.[6] Çeşitli camilerin imamlığından sonra nihayet Fatih Camii imam ve hatibliğine getirildi. Bilâhare Müftü Sâ’dî Çelebi’nin Fatih’de yaptırdığı Dârulkurrâ’ya müderris olarak atandı. Bu görevinin sürdürmekte iken 956/1549’da vefat etti.[7] Edirnekapı Mezarlığı’ndaki kabrinin bulunduğu parsel 1971 yılındaki yol genişletme [...]

İBRÂHİM el-HALEBÎ (956/1549)2020-09-25T00:57:45+03:00

EBÜLHAYR ŞEMSEDDİN MUHAMMED el-CEZERÎ (İBNÜ’L-CEZERÎ) (833/1429)

2020-09-03T10:59:01+03:00

EBÜLHAYR ŞEMSEDDİN MUHAMMED el-CEZERÎ (İBNÜ’L-CEZERÎ) (833/1429) Hayatı Ebülhayr künyesi ile tanınan âlimimizin tam adı Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Yusuf’dur.[1] Bugünkü Şırnak’a bağlı olan Cizre (Cezîre-i İbn Ömer) ilçesinden olduğu için Cezerî nisbesiyle anılmaktadır. 25 Ramazan 751/26 Kasım 1350’de Dımaşk’ta doğdu.[2] 13 yaşında Kur’an’ı ezberledikten sonra kıraat ilimlerini tahsil yanında İbnü’l-Buhârî diye tanınan Ali b. Ahmed b. Abdülvâhid’in talebelerinden hadis dinledi. Bu arada ilmî seyahatlarda bulundu. 768/1366’da hacca gitti. Burada bir yıl kaldıktan sonra Mısır’a geçti. 770/1368’de Dımaşk’a döndü. Fazla geçmeden ebeveyniyle birlikte tahsilini ilerletmek için ikinci defa Mısır’a gitti. Burada meşhur kıraat âlimlerinden kıraat dersleri aldı. [...]

EBÜLHAYR ŞEMSEDDİN MUHAMMED el-CEZERÎ (İBNÜ’L-CEZERÎ) (833/1429)2020-09-03T10:59:01+03:00

Ahmed-i Daî (824/1421’den sonra)

2020-07-22T08:31:28+03:00

Ahmed-i Daî (824/1421’den sonra) HAYATI: Tam adı Ahmedb İbrahim el-Karamani er-Rumi’dir. Da-i mahlası ile meşhur olup adı mahlası ile birlikte kullanılmıştır. İsmail Paşa müellifi Ahmed b. Abdullah el-Karamani el-Edib el-Hanefi olarak tanıtmaktadır.[1]Babasının adı İbrahim, dedesinin adı mahmud’tur.[2] Germiyanlıdır.[3] Sultan I. Murad, Germiyan Beyi II. Yakub, Yıldırım Bayazid’in oğlu Emir Süleyman ve II. Murad Devirlerinde yaşamıştır.[4]Germiyanda bir müddet kadılık yaptı.[5] 1387 yılında Süleyman Şah’ın vefatının ardından yerine geçen II. Ya’kub’un (dönemi 1387-1390) himayasine girdi. II. Ya’kub’un Yıldırım Bayazid tarfından mağlup edilip Germiyan topraklarını Osmanlı ülkesine katılmasından sonra Ahmed-i Dai daha önce Kütahyada tanıştığı Emir Süleyman’ın yanına gitti. Onun adına Çenkname adlı [...]

Ahmed-i Daî (824/1421’den sonra)2020-07-22T08:31:28+03:00

Âlî Mustafa Efendi

2020-11-08T14:54:14+03:00

Âlî Mustafa Efendi (1008/1600)  HAYATI: Tam adı Mustafa b. Ahmed b. Abdülmevla olan Âlî Mustafa Efendi 948/1541 yılında Gelibolu’da doğdu.[1] Babası hoca Ahmed Efendi ilmiye sınıfına mensup bir kimse idi.[2] Yedi yaşında Mustafa b. Şaban es-Sururi’nin yanında tahsile başladı. Daha sonra Muhyiddin Efendi adında bir zatın derslerine devam etti.[3] On altı yaşlarında başladığı medrese eğitimini 968/1560 yılında İstanbul’da tamamladı. Tahsilini ikmal ettikten sonra medrese müderrisliğine müracaatta bulunmuşsa da netice alamamış bunun üzerine II. Selim’in Şehzadeliği döneminde divan kâtibi olmuştur.[4] İki yıl süren bu görevinden sonra 970/1562’de Şam beylerbeyi Lala Mustafa Paşa’nın kâtipliğine getirilmiş ve altı yıl bu görevle Şam’da kalmıştır.[5] [...]

Âlî Mustafa Efendi2020-11-08T14:54:14+03:00

Bahaeddinzade Mehmed Muhyiddin

2020-06-22T11:33:30+03:00

Bahaeddinzade Mehmed Muhyiddin (952/1545) HAYATI: Tam adı Muhyiddin Muhammed b. Bahaeddin b. Lütfullah’tır.[1] Aslen Balıkesirlidir. Bahaeddin adında bir zatın oğlu olduğu için Bahaeddinzade diye meşhur oldu. İbnü’l-İmad kendisini şu ifadelerle tanıtmaktadır: “es-Sufi, el-Hanefi, el-İmam, el-Allame, el-Muhakkik, el-Muammer, el-Münevver, eş-şehir bi-Bahaeddinzade”. Bahaeddinzade ilk tahsiline babasından ders alarak başladıktan sonra tahsilini Hatibzade Muhlihuddin Kastallani ve Sultan Bayezd’in hocalarından Muarrifzade’nin derslerine devam ederek sürdürdü. Dönemin geleneğine uygun olarak tahsilini ikmal ettikten sonra tasavvufa meylederek Bayrami tarikatı meşayihiden İskilipli Muhyiddin Yavsi’ye intisap etti. Tarikat eğitimini bu zatın yanında tamamlayarak irşad için icazet aldı. Bir müddet Balıkesir’de irşad faaliyetini sürdürdükten sonra İstanbul’a geldi. Burada şeyhi [...]

Bahaeddinzade Mehmed Muhyiddin2020-06-22T11:33:30+03:00

Celaleddin Mehmed Çelebî

2020-03-25T23:55:53+03:00

Celaleddin Mehmed Çelebî (793/1391) HAYATI: Tam adı Celaleddin b.Ahmed b. Yusuf er-Rumi et-Tebrizi et-Tebbâni’dir. Müellif hakkında Osmanlı ulemasına dair eser yazan âlimlerden sadece mehmed Tahir bilgi vermektedir. Mehmed Tahir’in kaydettiğine göre Celaleddin Mehmed Çelebi fuzaladan muhakkik bir zat olup Amasya kadısı Şemseddin Ahmed Efendi’nin oğludur. “Ziyadelioğlu ve Rasul-i Rumi” olarak tanınmıştır. İlk bilgileri memleketi Amasya’da aldıktan sonra750/1349-50’ önce Kahire’ye hicret etti. Burada bulunan âlimlerden şer’i ilimleri tahsil etti ve hepsinde üstün başarı elde etti. Fıkıh ilmini Gayetü’l-Beyan ve Nadiretü’l-Akran fi Ahiret’z-Zaman müellifi Emir Kâtip el-itkani (758/1357)’den, Arapçayı meşhur nahiv âlimi İbni Hişam’dan (761/1360) okudu. Her iki ilimde de üstün başarı [...]

Celaleddin Mehmed Çelebî2020-03-25T23:55:53+03:00

Cemaleddin Muhammed Aksarayi

2020-07-22T20:47:34+03:00

Cemaleddin Muhammed Aksarayi (791/1388-1389) HAYATI: Tam adı, Ebu’l-Füyûzât Muhammed b. Hamîdüddin b. Mahmud b. Muhammed b. Cemâleddin Aksarâyî’dir. Nisbesinden de anlaşılacağı gibi Aksaraylıdır. Nesli dördüncü kuşaktan Fahreddin er-Razi’ye 606/1210) ulaşır. Cemaleddin Aksarayi ilk bilgilerini memleketinde elde ettikten sonra devrin önemli ilim ve kültür merkezlerinden Amasya’ya gitti. Orada Fahreddin İlyas er-Rumi’den ders aldı. 763/1361-62’de Amasya kadılığına atandı.768/1366-67 Amasya Kazaskeri olan Pir Nizameddin Muhammed Cürcani’nin vefatı üzerine onun yerine getirildi. Medrese arkadaşı ve Amasya emiri Hacı Sadgeldi Paşa’nın durumu tehlikeye girince Amasya’yı terk edip Konya’ya gitti. 784/1382’de Karamanoğlu Halil Beyzade tarafından Konya kadılığına atandı. Daha sonra Konya’dan doğum yeri olan Aksaray’a geçti. [...]

Cemaleddin Muhammed Aksarayi2020-07-22T20:47:34+03:00